PWM mantığı nedir ?

Aylin

New member
PWM Mantığı ve Toplumsal Yapıların Görünmeyen Kodları

Toplumda her şeyin bir “sinyali” vardır — bazen sesli, bazen sessiz, bazen de kalıplaşmış rollerin arasında gizlidir. Elektronikte PWM (Pulse Width Modulation) yani Darbe Genişlik Modülasyonu, bir sinyalin görev döngüsünü değiştirerek güç kontrolü sağlar; kimi zaman bu sinyal %30 etkindir, kimi zaman %90. İlginçtir ki, insan toplumlarında da benzer bir mantık işler: kimilerinin sesi sürekli “açık” kalır, kimilerinin sesi ise sistematik olarak kısılır. Bu yazıda PWM mantığını, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörler ışığında inceleyerek, güç ve eşitsizlik dinamiklerinin görünmeyen kodlarını tartışacağız.

---

PWM Nedir? Teknik Bir Tanımdan Öte, Bir Metafor

PWM, bir cihazın güç akışını darbe süresini ayarlayarak kontrol etme yöntemidir. Yani enerji tamamen kesilmez; sadece belirli oranlarda açılıp kapanır. Örneğin bir LED’in parlaklığını, motorun hızını ya da sesin gücünü PWM ile ince şekilde kontrol edebilirsiniz. Kısacası PWM, “her zaman açık kalmak yerine, belirli aralıklarla etkin olma” prensibiyle çalışır.

Bu fiziksel prensip, toplumsal hayatta da şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkar. Kadınların, azınlıkların, işçi sınıfının ya da farklı etnik kimliklerin sesinin, görünürlüğünün ve etkisinin “modüle edilmesi” tıpkı PWM sinyali gibidir: varlıkları tamamen yok edilmez, ancak süreleri ve yoğunlukları sistematik olarak kısıtlanır.

---

Toplumsal PWM: Kimlerin Sinyali Güçlü, Kimlerin Bastırılıyor?

Toplumda güç dağılımı da PWM gibi “darbe genişliği” ile işler. Erkeklerin kamusal alanda daha uzun süre “aktif sinyale” sahip olması, kadınların iş yaşamında ya da siyasette seslerinin daha kısa “darbe aralıklarıyla” duyulması bunun somut örnekleridir.

Bir araştırmaya göre (World Economic Forum, Gender Gap Report 2024), kadınlar dünya genelinde iş gücü piyasasında hâlâ erkeklerin yalnızca %64’ü kadar temsil edilmektedir. Ancak bu fark sadece niceliksel değildir; niteliksel olarak da kadınların “görünürlük süreleri” daha kısa tutulur. Toplumsal normlar, bakım emeği, çocuk yetiştirme rolleri gibi unsurlar kadınların kamusal “darbe genişliğini” daraltırken, erkeklerin sinyalleri çoğunlukla kesintisiz akar.

---

Irk ve Sınıf: Farklı Frekanslarda İşleyen Eşitsizlikler

PWM’in bir başka yönü de frekanstır: sinyallerin tekrarlama hızı. Toplumlarda da bazı grupların “frekansı” diğerlerinden farklıdır. Beyaz yakalı bir erkek çalışanla göçmen bir temizlik işçisinin toplumsal yankı süresi aynı değildir. Aynı mesajı verseler bile, toplum o mesajı farklı düzeyde “algılar”.

Bu farklılık sadece gelir farkıyla açıklanamaz. Sosyolog Pierre Bourdieu’nün “sembolik sermaye” kavramına göre, bireylerin kültürel ve sosyal birikimleri de sinyallerinin algılanma biçimini belirler. Yani toplumun alıcıları, her sinyale eşit duyarlılıkla tepki vermez. Bu durum özellikle azınlık ırklar, LGBTQ+ bireyler ve yoksul sınıflar açısından “düşük görev döngüsü” anlamına gelir: ne kadar çabalasalar da sistem onları kısa devreye iter.

---

Kadınların Empatik Yaklaşımları ve Sosyal PWM

Kadınlar genellikle toplumdaki bu sinyal kısıtlamasını sezgisel olarak fark ederler. Bu farkındalık, onları empatiye daha yatkın kılar. Feminist araştırmalar (Gilligan, In a Different Voice, 1982) kadınların karar süreçlerinde ilişkiselliğe ve duygusal bağlara daha fazla önem verdiğini göstermektedir. Ancak bu “empatik frekans”, çoğu zaman sistem tarafından “düşük güç modu” olarak okunur — duygusal, zayıf, irrasyonel etiketleriyle bastırılır.

Burada önemli olan, bu farkındalığı bir zayıflık olarak değil, bir direnç biçimi olarak okumaktır. Kadınların, toplumun susturduğu alanlarda bile “mikro-sinyaller” üretmeleri — dayanışma ağları, sivil inisiyatifler, yerel hareketler gibi — PWM’in tersine çevrilmiş bir versiyonu gibidir: kısıtlı enerjiyi stratejik şekilde kullanarak görünürlük kazanmak.

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımları: Sinyalin Frekansını Değiştirmek

Erkeklerin büyük bir kısmı bu sistematik “modülasyonu” doğrudan fark etmez; çünkü sinyalleri sürekli yüksek görev döngüsünde çalışır. Ancak fark eden erkekler için önemli bir soru doğar: “Enerji paylaşımını adil hâle getirmek için frekansı nasıl yeniden ayarlayabiliriz?”

Toplumsal dönüşüm, yalnızca kadınların ya da mağdur edilen grupların değil, ayrıcalıklı konumdakilerin de sinyal sistemini yeniden kodlamasıyla mümkündür. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, bu kodları yeniden yazma cesaretini gerektirir. Örneğin İsveç’teki ebeveyn izinleri politikası, babalara da zorunlu doğum izni tanıyarak hem erkeklerin bakım rolünü artırmış hem de kadınların kamusal “darbe genişliğini” uzatmıştır. Bu tür politikalar, toplumsal PWM’in frekansını adil biçimde yeniden ayarlamaktadır.

---

Teknolojiden Topluma: PWM’in Etik Dersi

PWM bize şunu öğretir: Güç her zaman tam ya da hiç değildir. Arada kalan bölgede, yani “görev döngüsünün” ayarlandığı yerde, sistemin adaleti belirlenir. Toplumda da tam bu noktada dururuz: kimlere ne kadar alan tanıyoruz, kimlerin sesini hangi oranda kısıyoruz?

Bu soruların yanıtı sadece politik değil, etik bir meseledir. Adalet, herkesin sinyalinin eşit oranda duyulabildiği bir frekans yaratmakla ilgilidir. Irk, cinsiyet veya sınıf fark etmeksizin herkesin “görünürlük darbesi” eşitlenmediği sürece, sistem her zaman bir tarafın parlaklığını artırırken diğerinin ışığını kısacaktır.

---

Tartışma Soruları: Sizce Toplumun PWM’i Nasıl Ayarlanmalı?

1. Hangi alanlarda “düşük görev döngüsünde” çalışan toplumsal gruplar fark ediliyor?

2. Empati ve çözüm odaklılık arasında nasıl bir denge kurulabilir?

3. Teknolojik bir sistem metaforu olarak PWM, toplumsal eşitliği anlamak için sizce ne kadar işe yarar?

4. Kendi çevrenizde sinyali “kısılmış” bireyleri fark ettiğinizde nasıl tepki veriyorsunuz?

---

Sonuç: Sinyali Paylaşmak, Gücü Paylaşmaktır

PWM mantığı, sadece bir elektronik prensip değil, toplumsal düzenin mikro modelidir. Enerji, güç, görünürlük ve ses — bunların hepsi belli oranlarda açılıp kapanır. Gerçek adalet, bu oranları eşitleyebilmektir.

Toplumun frekansını yeniden ayarlamak, hem empatiyi hem de sorumluluğu paylaşmaktan geçer. Çünkü bazen bir sesin yeniden duyulması, sadece frekansı biraz artırmakla mümkündür.

Kaynaklar:

- World Economic Forum, Global Gender Gap Report 2024

- Gilligan, C. (1982). In a Different Voice: Psychological Theory and Women's Development

- Bourdieu, P. (1986). The Forms of Capital