Birincil ve İkincil Pekiştireçler: İnsan Davranışının Görünmeyen Motorları
Forumdaşlar selam!
Geçenlerde bir arkadaşım “Oğluma ödev yaptıktan sonra neden çikolata veriyorum da, aferin demek aynı etkiyi yaratmıyor acaba?” diye sordu. Bu soru, beni insan davranışının derinlerine götürdü: pekiştireçler… Yani bizi harekete geçiren, davranışlarımızı sürdürmemizi sağlayan görünmez güçler. Bu yazıda, birincil ve ikincil pekiştireçlerin ne olduğunu, neden bu kadar etkili olduklarını ve hayatımızda nasıl yer ettiklerini hem bilimsel verilerle hem de küçük hikâyelerle konuşalım istedim.
---
Pekiştirme Nedir?
Psikolojide “pekiştirme”, bir davranışın ardından gelen bir uyarıcının, o davranışın tekrar edilme olasılığını artırmasıdır. Kısacası, bir davranışın ardından iyi bir şey oluyorsa, o davranışı yeniden yapma isteğimiz güçlenir. Bu kavramı ilk kez derinlemesine inceleyen kişi B.F. Skinner’dır. Davranışçı ekolün öncülerinden olan Skinner, “davranış = sonuç ilişkisi” üzerine onlarca deney yapmıştır.
Örneğin, bir fare bir kolu itince yiyecek alıyorsa, kolu itme davranışı güçlenir. Çünkü o davranış, “pekiştirilmiştir”. İnsanlar için de durum aynıdır: bir öğrenci sınavdan sonra övgü alıyorsa, daha fazla çalışmaya motive olur.
---
Birincil Pekiştireçler: Doğanın Bize Verdiği Ödüller
Birincil pekiştireçler, biyolojik olarak doğrudan tatmin sağlayan uyarıcılardır. Yani, herhangi bir öğrenmeye gerek kalmadan bizi motive eden şeyler.
- Yiyecek
- Su
- Cinsellik
- Uyumak
- Sıcaklık veya rahatlık
Bu tür pekiştireçler doğrudandır, çünkü hayatta kalma dürtülerimizle ilişkilidir.
Bir örnek:
Ahmet gün boyu çalıştıktan sonra eve gelip sıcacık bir çorba içtiğinde beyninde dopamin salgılanır. O sıcak çorba sadece açlığını gidermekle kalmaz; zihninde “eve dönmek = rahatlamak” kodunu da güçlendirir. Böylece Ahmet için “eve dönmek” davranışı birincil düzeyde pekişmiştir.
Bilim insanları, özellikle Skinner’ın güvercin ve fare deneylerinde, yiyecek ödülünün davranışı en güçlü biçimde motive ettiğini göstermiştir. Çünkü açlık, doğrudan hayatta kalmayla ilgilidir ve beynimiz bu tür ödüllere biyolojik olarak duyarlıdır.
---
İkincil Pekiştireçler: Öğrenilmiş Güç Kaynakları
Birincil pekiştireçlerden farklı olarak, ikincil pekiştireçler öğrenme yoluyla kazandığımız uyarıcılardır. Yani, doğrudan hayatta kalmamızla ilişkili değildir; ancak zamanla ödül anlamı kazanırlar.
Bunlar arasında:
- Para
- Övgü
- Başarı belgeleri
- Sosyal statü
- Beğeni veya onay
Düşünün; bir çocuğa 100 TL verdiğinizde onun doyma ihtiyacı karşılanmaz ama o parayla istediği şeyi satın alabileceğini bilir. Yani para, dolaylı bir pekiştireçtir.
Bir örnek:
Elif adında bir genç düşünün. Çocukluğunda babası her “aferin kızım” dediğinde Elif’in içi umutla doluyordu. Yıllar sonra iş yerinde patronundan gelen bir “çok iyi iş çıkardın” cümlesi bile o eski duyguyu canlandırıyor. İşte bu, öğrenilmiş bir pekiştirme döngüsüdür.
---
Kadın ve Erkek Perspektifinden Pekiştirme
Davranış bilimi araştırmaları, erkeklerin ve kadınların pekiştireçlere farklı tepki verdiğini gösteriyor.
- Erkekler, genellikle pratik, somut ve sonuç odaklı pekiştireçlerden etkileniyor. Para, başarı, statü gibi ikincil pekiştireçler onlar için daha motive edici olabiliyor.
- Kadınlar ise çoğunlukla duygusal, topluluk odaklı pekiştireçlerden besleniyor. Takdir edilmek, sevilmek, bir grubun parçası olmak gibi sosyal ödüller kadınlarda güçlü davranış değişiklikleri yaratabiliyor.
Bir araştırmada (University of Rochester, 2019), kadınların “sosyal onay”a karşı daha yüksek dopamin tepkisi gösterdiği; erkeklerin ise “somut ödül”e (örneğin para) karşı daha fazla tepki verdiği saptandı.
Bu fark, günlük yaşamda da gözle görülür:
Bir erkek, projeyi tamamlayınca “prim” beklentisiyle motive olurken, bir kadın “ekibin başarısına katkı sağlama” duygusuyla hareket edebilir. Elbette bunlar genellemelerdir, ama davranış kalıplarında önemli eğilimleri yansıtır.
---
Gerçek Hayattan Bir Hikâye
Bir eğitim psikoloğu olan Mert Hoca, öğrencilerini motive etmekte zorlanıyordu. Her sınavdan sonra sadece not açıklıyor, fazla yorum yapmıyordu. Ancak bir gün, bir öğrencisine yüksek notla birlikte bir not ekledi:
“Bu başarın beni gururlandırdı, devam et!”
Ertesi hafta aynı öğrencinin performansı daha da yükseldi. Mert Hoca fark etti ki, sadece sayısal bir ödül değil, duygusal bir pekiştirme daha kalıcı bir motivasyon yaratıyor.
Bu olaydan sonra, Mert Hoca sınıfta küçük bir kutu yaptı. İçinde bazen “aferin kartı”, bazen “minik bir çikolata” vardı. Bazı öğrenciler çikolata kartını, bazıları ise “tebrik notunu” tercih ediyordu. Çünkü her bireyin pekiştireç duyarlılığı farklıydı — tıpkı hayat gibi.
---
Verilerle Desteklenen Bir Bakış
Psikoloji literatüründe yapılan birçok deney, birincil ve ikincil pekiştireçlerin kombinasyonunun en etkili sonuçları verdiğini gösteriyor.
- Kazdin (1989), çocuklarda davranış değişikliği için maddi ödüllerle birlikte sosyal övgülerin birlikte kullanılmasının başarıyı %60 oranında artırdığını belirtmiştir.
- Deci & Ryan (2000)’ın özerklik kuramı ise, sadece dışsal pekiştireçlerin (örneğin para) değil, içsel motivasyonun da güçlendirilmesi gerektiğini savunur.
Yani, çocuğa sadece “ödül” vermek yetmez; o ödülün anlamını da birlikte inşa etmek gerekir.
---
Forumdaşlara Sorular: Senin Pekiştirecin Ne?
Peki sizce, bizi gerçekten harekete geçiren şey ne?
- Siz bir işi başardığınızda “aferin” duymak mı sizi mutlu eder, yoksa “ödül almak” mı?
- Kadınlar için sosyal onay, erkekler için somut ödül daha mı güçlü bir etki yaratıyor sizce?
- Çocuklarımızı, öğrencilerimizi ya da çalışanlarımızı motive ederken hangi tür pekiştireçleri kullanmak daha sağlıklı olurdu?
Yorumlarda kendi deneyimlerinizi paylaşın forumdaşlar
Belki hep birlikte, insan davranışını daha iyi anlamanın kapılarını biraz daha aralarız.
Forumdaşlar selam!

Geçenlerde bir arkadaşım “Oğluma ödev yaptıktan sonra neden çikolata veriyorum da, aferin demek aynı etkiyi yaratmıyor acaba?” diye sordu. Bu soru, beni insan davranışının derinlerine götürdü: pekiştireçler… Yani bizi harekete geçiren, davranışlarımızı sürdürmemizi sağlayan görünmez güçler. Bu yazıda, birincil ve ikincil pekiştireçlerin ne olduğunu, neden bu kadar etkili olduklarını ve hayatımızda nasıl yer ettiklerini hem bilimsel verilerle hem de küçük hikâyelerle konuşalım istedim.
---
Pekiştirme Nedir?
Psikolojide “pekiştirme”, bir davranışın ardından gelen bir uyarıcının, o davranışın tekrar edilme olasılığını artırmasıdır. Kısacası, bir davranışın ardından iyi bir şey oluyorsa, o davranışı yeniden yapma isteğimiz güçlenir. Bu kavramı ilk kez derinlemesine inceleyen kişi B.F. Skinner’dır. Davranışçı ekolün öncülerinden olan Skinner, “davranış = sonuç ilişkisi” üzerine onlarca deney yapmıştır.
Örneğin, bir fare bir kolu itince yiyecek alıyorsa, kolu itme davranışı güçlenir. Çünkü o davranış, “pekiştirilmiştir”. İnsanlar için de durum aynıdır: bir öğrenci sınavdan sonra övgü alıyorsa, daha fazla çalışmaya motive olur.
---
Birincil Pekiştireçler: Doğanın Bize Verdiği Ödüller
Birincil pekiştireçler, biyolojik olarak doğrudan tatmin sağlayan uyarıcılardır. Yani, herhangi bir öğrenmeye gerek kalmadan bizi motive eden şeyler.
- Yiyecek
- Su
- Cinsellik
- Uyumak
- Sıcaklık veya rahatlık
Bu tür pekiştireçler doğrudandır, çünkü hayatta kalma dürtülerimizle ilişkilidir.
Bir örnek:
Ahmet gün boyu çalıştıktan sonra eve gelip sıcacık bir çorba içtiğinde beyninde dopamin salgılanır. O sıcak çorba sadece açlığını gidermekle kalmaz; zihninde “eve dönmek = rahatlamak” kodunu da güçlendirir. Böylece Ahmet için “eve dönmek” davranışı birincil düzeyde pekişmiştir.
Bilim insanları, özellikle Skinner’ın güvercin ve fare deneylerinde, yiyecek ödülünün davranışı en güçlü biçimde motive ettiğini göstermiştir. Çünkü açlık, doğrudan hayatta kalmayla ilgilidir ve beynimiz bu tür ödüllere biyolojik olarak duyarlıdır.
---
İkincil Pekiştireçler: Öğrenilmiş Güç Kaynakları
Birincil pekiştireçlerden farklı olarak, ikincil pekiştireçler öğrenme yoluyla kazandığımız uyarıcılardır. Yani, doğrudan hayatta kalmamızla ilişkili değildir; ancak zamanla ödül anlamı kazanırlar.
Bunlar arasında:
- Para
- Övgü
- Başarı belgeleri
- Sosyal statü
- Beğeni veya onay
Düşünün; bir çocuğa 100 TL verdiğinizde onun doyma ihtiyacı karşılanmaz ama o parayla istediği şeyi satın alabileceğini bilir. Yani para, dolaylı bir pekiştireçtir.
Bir örnek:
Elif adında bir genç düşünün. Çocukluğunda babası her “aferin kızım” dediğinde Elif’in içi umutla doluyordu. Yıllar sonra iş yerinde patronundan gelen bir “çok iyi iş çıkardın” cümlesi bile o eski duyguyu canlandırıyor. İşte bu, öğrenilmiş bir pekiştirme döngüsüdür.
---
Kadın ve Erkek Perspektifinden Pekiştirme
Davranış bilimi araştırmaları, erkeklerin ve kadınların pekiştireçlere farklı tepki verdiğini gösteriyor.
- Erkekler, genellikle pratik, somut ve sonuç odaklı pekiştireçlerden etkileniyor. Para, başarı, statü gibi ikincil pekiştireçler onlar için daha motive edici olabiliyor.
- Kadınlar ise çoğunlukla duygusal, topluluk odaklı pekiştireçlerden besleniyor. Takdir edilmek, sevilmek, bir grubun parçası olmak gibi sosyal ödüller kadınlarda güçlü davranış değişiklikleri yaratabiliyor.
Bir araştırmada (University of Rochester, 2019), kadınların “sosyal onay”a karşı daha yüksek dopamin tepkisi gösterdiği; erkeklerin ise “somut ödül”e (örneğin para) karşı daha fazla tepki verdiği saptandı.
Bu fark, günlük yaşamda da gözle görülür:
Bir erkek, projeyi tamamlayınca “prim” beklentisiyle motive olurken, bir kadın “ekibin başarısına katkı sağlama” duygusuyla hareket edebilir. Elbette bunlar genellemelerdir, ama davranış kalıplarında önemli eğilimleri yansıtır.
---
Gerçek Hayattan Bir Hikâye
Bir eğitim psikoloğu olan Mert Hoca, öğrencilerini motive etmekte zorlanıyordu. Her sınavdan sonra sadece not açıklıyor, fazla yorum yapmıyordu. Ancak bir gün, bir öğrencisine yüksek notla birlikte bir not ekledi:
“Bu başarın beni gururlandırdı, devam et!”
Ertesi hafta aynı öğrencinin performansı daha da yükseldi. Mert Hoca fark etti ki, sadece sayısal bir ödül değil, duygusal bir pekiştirme daha kalıcı bir motivasyon yaratıyor.
Bu olaydan sonra, Mert Hoca sınıfta küçük bir kutu yaptı. İçinde bazen “aferin kartı”, bazen “minik bir çikolata” vardı. Bazı öğrenciler çikolata kartını, bazıları ise “tebrik notunu” tercih ediyordu. Çünkü her bireyin pekiştireç duyarlılığı farklıydı — tıpkı hayat gibi.
---
Verilerle Desteklenen Bir Bakış
Psikoloji literatüründe yapılan birçok deney, birincil ve ikincil pekiştireçlerin kombinasyonunun en etkili sonuçları verdiğini gösteriyor.
- Kazdin (1989), çocuklarda davranış değişikliği için maddi ödüllerle birlikte sosyal övgülerin birlikte kullanılmasının başarıyı %60 oranında artırdığını belirtmiştir.
- Deci & Ryan (2000)’ın özerklik kuramı ise, sadece dışsal pekiştireçlerin (örneğin para) değil, içsel motivasyonun da güçlendirilmesi gerektiğini savunur.
Yani, çocuğa sadece “ödül” vermek yetmez; o ödülün anlamını da birlikte inşa etmek gerekir.
---
Forumdaşlara Sorular: Senin Pekiştirecin Ne?
Peki sizce, bizi gerçekten harekete geçiren şey ne?
- Siz bir işi başardığınızda “aferin” duymak mı sizi mutlu eder, yoksa “ödül almak” mı?
- Kadınlar için sosyal onay, erkekler için somut ödül daha mı güçlü bir etki yaratıyor sizce?
- Çocuklarımızı, öğrencilerimizi ya da çalışanlarımızı motive ederken hangi tür pekiştireçleri kullanmak daha sağlıklı olurdu?
Yorumlarda kendi deneyimlerinizi paylaşın forumdaşlar

Belki hep birlikte, insan davranışını daha iyi anlamanın kapılarını biraz daha aralarız.